Gazze’de soykırım işleyen İsrail, 41 bini aşkın sivili öldürmesine eş vakitli olarak Hamas, Hizbullah ve İran’ın üst seviye başkanlarına yönelik suikastler düzenledi. Dünya, 7 Ekim sonrası süreçte Hamas Siyasi Ofis Lider Yardımcısı Salih el-Aruri ile başlayan, İran’ın Suriye’deki Konsolosluk binasına düzenlediği ve İran İhtilal Muhafızları Kumandanı General Muhammed İstek Zahedi’nin öldüğü akınla devam eden suikast zinciri, memleketler arası toplumun sessizliğinin akabinde sırasıyla Hamas Siyasi Ofis Şefi İsmail Heniyye, Hizbullah Özel Kuvvetler Kumandanı Fuad el-Şükür ve Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah’a yönelik suikastlarla tepeye ulaştı. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun evvelki gün Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, “Tahran’a bir mesajım var: Şayet bize saldırırsanız, biz de size saldırırız. İran’da İsrail’in uzun kolunun ulaşamayacağı hiçbir yer yoktur. Ve bu tüm Orta Doğu için geçerlidir” kelamlarını sarf etmişti. Bu tehdit, İsrail’in İran’ı içine çekecek bir bölgesel savaş üzerinden büyük güçlerin de dahil olacağı bir genel savaşı hedeflediği yorumlarını beraberinde getirdi.
Günlerdir Lübnan’ın güney bölgeleri ile başşehir Beyrut’un güneyindeki Dahiye’ye ağır bombardımanlar gerçekleştiren İsrail, cuma akşamı düzenlediği hücumda Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah’ı öldürdüğünü ilan etti. İsrail’in açıklamasının akabinde Hizbullah da Nasrallah’ın vefatını doğruladı. Hücum, ABD tarafından sağlanan iki tonluk sığınak delici bombalarla yapılırken akın anı ve sonrasına ilişkin manzaralar İsrail’in hiçbir ahlaki kaideyi önemsemediğini ortaya koydu. Nasrallah’ın kızı Zeynep Nasrallah, İran İhtilal Muhafızları Kumandanı Kasım Süleymani’nin damadı, İran İhtilal Muhafızları Kumandan yardımcısı Abbas Nil Forushan, İhtilal Muhafızları Kudüs Gücü Kumandanı Abbas Nilfurushan, Kudüs Gücü’nün Suriye ve Lübnan kumandanlarının da ömrünü yitirdiği öğrenildi. Bombardımana maruz kalan bölgede 4 bina yıkılırken büyük bir çukur oluştu. Patlamaların sebep olduğu dumanlar uzun müddet Beyrut semalarını kapladı.
Onlarca sivilin de öldüğü hücumun İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun BM 79. Genel Konseyi’nde yaptığı konuşma esnasında gelmesi dikkat çekti. BM Genel Heyeti’ni paravan olarak kullanan Netanyahu, dünya barışını sağlamak için kurulduğu tez edilen milletlerarası bir oluşumun toplantısını katliam için fırsat olarak kıymetlendirdi. İsrail medyası, Netanyahu’nun New York’a gitmeden evvel Nasrallah’a yönelik suikast buyruğunu imzaladığını bildirdi. İsrail ordusu, hücum sonrası Netanyahu’nun New York’ta kaldığı otelden telefonla talimat verirken çekilen fotoğrafını yayınlayarak adeta dünyayı alaya aldı. İsrail ordusunun Nasrallah suikastını “Yeni Düzen” ismiyle gerçekleştirdiğini duyurarak, işgal devletinin bölgeyi dizayn etme amacının altını çizmiş oldu. Gerçekten evvelki gün Netanyahu, BM kürsüsünde gösterdiği haritada İran, Lübnan, Suriye, Yemen ve Irak’ı “lanetli bölge olarak” göstermiş ve İsrail’in bölgeye huzur getirecek aksiyonlarda bulunacağını açıklamıştı. Netanyahu’nun Orta Doğu’ya kaosu yayacağını işaret ettiği planının sunumu sonrası, İsrail, “Yeni Düzen” isimli operasyonla Nasrallah’ı öldürdü.
BM Genel Şurası’ndaki toplantıda, elinde İran ile birlikte tesiri altındaki Irak, Suriye, Lübnan ve Yemen’in siyah renkle gösterildiği haritalarla konuşmasını yapan Netanyahu, “Tahran’a bir mesajım var: Şayet bize saldırırsanız, biz de size saldırırız. İran’da İsrail’in uzun kolunun ulaşamayacağı hiçbir yer yoktur. Ve bu tüm Orta Doğu için geçerlidir” kelamlarını sarf ederek, Nasrallah suikastının akabinde büyük bir bölgesel savaş başlatma niyetini ortaya koydu. Netanyahu’nun tehditlerinin akabinde İran’da Ulusal Güvenlik Kurulu acil toplantı yaparken Reuters’e açıklamada bulunan üst seviye İranlı yetkililer, beklenen bir tansiyona karşı Dini Önder Ayetullah Ali Hamaney’in inançlı bir yere nakledildiğini bildirdi.
İsrail’in bu tehditleri, İran’ı savaşa çekerek ABD’nin de savaşa faal olarak dahil olmasını sağlamayı ve böylelikle çatışmayı bölgenin hudutlarını da aşan bir genel savaşa dönüştürmeyi hedeflediği biçiminde yorumlandı. Nasrallah’ın öldürüldüğünü teyit eden açıklamayı yapan İsrail Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi de, “Bizi tehdit edenler kim olursa olsun onlara ulaşırız” diyerek Netanyahu’nun bölge ülkelerine yönelik meydan okumasına katıldı. Lübnan’a yönelik akınlara uzun vakittir hazırlandıklarını lisana getiren Halevi, “Günün sonunda tüm cephelerimizde büsbütün hazırlıklı olduğumuzu bir kere daha vurgulamak isterim. Tüm güçlerimiz, öteki kurumlarla uyum da dahil olmak üzere, tam bir senkronizasyon ve hazırlık sağlamalı.”
İşgalci İsrail ordusu, Hizbullah lideri Hasan Nasrallah’ı öldürdüğü suikasta kadar, Hamas, Hizbullah ve İran’ın üst seviye askeri ve siyasi isimlerini peş peşe suikastlarla öldürdü. İşgal güçleri, birinci olarak 2 Ocak 2024’te Beyrut’un güneyindeki Dahiye’de düzenlediği bombardımanda Hamas’ın Siyasi Ofis Lider Yardımcısı Salih el-Aruri’yi katletti. Suikasta dünyadan önemli bir reaksiyon gelmemesinden cesaretlenen işgal devleti, 1 Nisan’da Suriye’nin başşehri Şam’da bulunan İran konsolosluk binasını hava bombardımanıyla maksat aldı. Bombardımanda İran İhtilal Muhafızları Suriye Sorumlusu General Muhammed İstek Zahedi ömrünü yitirdi. Hücumun akabinde İran ile İsrail ortasında tansiyon artmaya başladı. İsrail’in asıl büyük suikastları ise 31 Temmuz ve 1 Ağustos’ta yaşandı. İsrail Dış İstihbarat Sevisi (Mossad), 31 Temmuz’da İran Cumhurbaşkanı Mesut Pezeşkiyan’ın vazifeye başlaması münasebetiyle yapılan yemin merasimine katılmak üzere İran’ın başşehri Tahran’a giden Hamas Siyasi Ofis Şefi İsmail Heniyye’yi, kaldığı konuta yerleştirdiği bombaları patlatarak öldürdü. Sonraki gün ise Dahiye’de bir binayı amaç alan İsrail füzeleri, Hizbullah’ın iki numaralı ismi ve Özel Kuvvetler Kumandanı Fuad Şükür’ün vefatına sebep oldu. Dünya bütün bu terör aksiyonlarına ses çıkarmazken milletlerarası mahkemelerin İsrail hakkında aldığı kararlar da uygulanmadı. Dünya ülkelerinin bu halinden cüret bulan İsrail, son olarak Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah ve beraberindeki birtakım üst seviye kumandanları yabanî bir atakla öldürdü.
Haşim Safiyuddin
Hasan Nasrallah’ın vefatının açıklanmasıyla birlikte liderlik pozisyonuna kimin geleceğine dair de yorumlar yapılmaya başlandı. Liderlik için öne çıkan aday Nasrallah’ın yardımcısı Naim Kasım olurken Kasım’ın hayatta olup olmadığı şimdi netleşmedi. Hizbullah’ın liderliği için öne çıkan öbür aday ise örgütün üst seviye önderlerinden Haşim Safiyuddin.
İsrail cephesinden gelen tehditler, Lübnan’ın güneyinde devam eden hücumların tüm ülkeye yayılması telaşını artırıyor. İsrail Ordu Sözcüsü Daniel Hagari, cuma gecesi geç saatlerde yaptığı açıklamada, rastgele bir İran uçağının silah taşıması halinde Beyrut’taki Refik Hariri Milletlerarası Havalimanını da vurabilecekleri tehdidini savurdu. Hagari’nin açıklamasından sonra Lübnan hükümetinin tasaları arttı. Lübnan Ulaştırma Bakanlığı, dün Beyrut’a iniş yapmak isteyen bir İran uçağına geri dönme talimatı verdi. Talimat üzerine uçak, Lübnan hava alanına girmeden geri döndü.
Lübnan ordusundaki bir general, Yeni Şafak Muhabiri Neslihan Başkan’a yaptığı açıklamada, Nasrallah’ı amaç alan taarruzda ABD üretimi MK-84 tipi bombanın kullanıldığını bildirdi. İsrail basını ise hücumda Dahiye’ye her biri bir ton yükünde 83 bomba atıldığını yazdı.