T24 Haber Merkezi
Kağıthane’de polis Hakan Telli‘yi öldüren öbür bir polisi de yaralayan hata örgütüne yönelik 51 sanığın yargılandığı davada, tutuklu 17 sanığın isimli denetim kaidesiyle tahliyesine karar verildi.
İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 18 Eylül’de yapılan duruşmaya, 30’u tutuklu 44 sanık katıldı. Şehit edilen polis Hakan Telli’nin eşi Firdevs Telli ise bulunduğu kentten Ses ve Manzara Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmaya bağlandı.
Savunması alınan tutuklu sanıklardan Akın Arsakay, olayın yaşandığı gün bulundukları meskene 2 kişinin geldiğini ve kendisine yönetici olduğunu söylediklerini sav etti.
Bunun üzerine dayısı olan sanık Ozan Anucur’u kapıya çağırdığını öne müddet Arsakay, “Aşağıda 2 tane motor olduğunu, motorlara bakmazsak polisi arayacaklarını söylediler. O sırada kapıda biri saklanıyordu. Öbür kişi parmağıyla gözetleme deliğini kapatıyordu. ‘Polisi arıyorum’ dedikleri sırada, dayım Ozan Anucur kapıyı araladı. Bakmak isterken dayımın üzerine atladılar. Kuzenim Diyar Anucur büyük silah, keleş dediğimiz meskende bulunan silahla ateş etmeye başladı” dedi.
Bu sırada bir polisin yaralandığını gördüğünü, dayısı sanık Ozan Anucur’un da yaralandığını aktaran sanık Arsakay, Diyar Anucur’un kendisine ısrar etmesi üzerine eline silah alarak otoparka indiklerini, Anucur’un otoparkın kapısını açmaya çalıştığını ve kendilerinden evvel oradan çıktığı için vurulduğunu söyledi.
Tutuklu sanık Ozan Anucur da olay günü kendisiyle birlikte Akın Arsakay ve ölen Diyar Anucur’un birlikte konutta oturduklarını, yemek söylediklerini, zil çaldığında da yemeğin geldiğini sandıklarını ileri sürdü.
Kapının ardında bir kişinin saklandığını, kapı gözetleme deliğinin de kapatıldığını argüman eden sanık Anucur, “Kim olduklarını sordum, ‘Bina yöneticisi’ dediler. Aşağıda motor olduğunu, çalıntı olup olmadığını sordular. Beklemesini söyledim, ısrarla kapıyı çalmaya devam etti. Kapıyı az bir şey araladım, buyurun der demez silahın kabzasıyla başıma vurmaya başladı. 3 ay evvel abim merhum olduğu için sağda solda bizi öldüreceklerini söyleyenler olmuştu. Abimin düşmanlarının elinden ölmektense, kendimi atacaktım.” tabirlerini kullandı.
Bu sırada koridordan silah sesleri gelmeye başladığını, gelenlerin polis olduğunu düşünmediklerini öne süren sanık Ozan Anucur, olayın devamında polis memuru ve Diyar Anucur’un vurulduğunu, daha sonra bu şahısların polis olduklarına inandığını savundu.
“Polis olduğumuzu biliyorlardı”
Müşteki polis B.Ö. ise ihbar üzerine gittikleri adresi müşteki polis memuru A.Y.Ç. ve şehit polis memuru Hakan Telli ile izlemeye başladıklarını söyledi.
Adrese motorcuların paket verdiğine ait ihbar yapıldığını aktaran B.Ö, ihbarın hakikat olduğunu gördüklerini, adreste uyuşturucu ticareti yapıldığını düşündüklerini aktardı.
Müşteki B.Ö, adresi izledikleri sırada motorun geldiğini ve paket verildiğini gördüklerini kaydeden B.Ö, şöyle devam etti:
“Hakan Telli ve müşteki polis A.Y.Ç. haricinde üçüncü kişi olarak oradayım. Bir motor geldi. Biz beklerken binadan birinin çıktığını gördük. Binadan çıkan bireye yöneldik. A.Y.Ç’ye ‘Sen motorcuyu al, biz binadan çıkanı alacağız.’ dedik. Motorcuyu A.Y.Ç. tuttu. Biz de öteki şahsı tuttuk. Elinde şeffaf poşet vardı. Kaba üst yoklamalarını yaparken sesleri çıkmıyordu. Polis memuru Hakan Telli lokum kutusu üzere kutuyu açtı. İçinde “uzi” diye tabir edilen silah çıktı. Başka polis A.Y.Ç. ‘Hemen destek takım çağıracağım.’ dedi. Mevzuyu savcıya aktararak üst çıktık. Kapıyı çaldık, polis olduğumuzu söyleyip ‘Açın.’ dedik. Polis olduğumuzu biliyorlardı. Açtı açmadı diye beklerken Ozan Anucur, sol eliyle kapının koluna, sağ eliyle silahı doğrultarak kapıyı açtı. En başta üçümüzü Ozan vuracaktı, vuramadı. Sonrasında boğuşma oldu.”
Boğuşma sırasında şehit polis Hakan Telli’nin göğsüne ateş edildiğini aktaran B.Ö, Telli’yi bir kat aşağıya indirerek destek takım çağırmaya devam ettiklerini söyledi.
Müşteki B.Ö, bu sırada silah seslerinin gelmeye devam ettiğini belirterek, “Geri dönüp Hakan ağabeye gidecekken binanın girişinde 3 kişi gördüm. Diyar’ın vurulduğunu gördükten sonra baş edemeyeceklerini düşünüp teslim oldular” tabirlerini kullandı.
17 sanık tahliye edildi
Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, tutuklu sanıklardan Burak Altundal, Emre Oral, Abdulmatalip Hızlı, Aykut Yalçın, Aziz Korkusuz, Emre Yalçin, Nafiz Karçığa, Ömer Çakmaz, Özgür Özterzi, Şerif Korkusuz, İbrahim Tacar, İbrahim Mücahit Baran, Semih Beyazkılınç, Engin Kadalık, Harun Bakaç, Muhittin Mert Durmuş ve Burak Pola‘nın tutuklu kaldıkları müddet ile mevcut kanıt durumunu dikkate alarak tahliyelerine karar verdi.
Sanıklar hakkında, yurt dışı çıkış yasağı ve haftada 1 defa imza atma formunda isimli denetim önlemi uygulanmasını kararlaştıran mahkeme, eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi.
|
İddianameden İddianamede, sanıklar Görkem Doğan ve Kadir Taşdemir’in kelam konusu adrese, 25 Ağustos 2023’te motosikletle geldikleri, binaya eli boş girip, beyaz poşetle çıkan Taşdemir’e polis memurlarının müdahale ettiği anlatılıyor. Yapılan üst aramasında Taşdemir’in elindeki poşette pizza kutusu içine konulmuş “Uzi” diye bilinen otomatik tüfek bulunduğuna işaret edilen iddianamede, farklı silahların ve uyuşturucu hususların olabileceği öğrenilen adresin kapısını polis memurları Hakan Telli ve A.Y.Ç’nin çaldığı söz ediliyor. İddianamede, içeriden koşuşturma ve ‘sus’ sesleri gelmesi üzerine Telli’nin destek grup için telefon görüşmesi yaptığı sırada Ozan Anucur’un elinde silahla kapıyı yarım araladığı kaydediliyor. Polis memuru A.Y.Ç’nin, Anucur’un elindeki silahı almak için atılım yaptığı belirtilen iddianamede, sanık Ozan Anucur ile polis A.Y.Ç’nin yaşanan boğuşma sırasında dairenin içine düştükleri, “Ateş etmeyin, polis” ikazına karşın içeriden polislere ateş edildiği vurgulanıyor. İddianamede, daha fazla saklanamayacaklarını ve karşılık veremeyeceklerini anlayan sanıkların teslim olduğu olayda, polis memuru Hakan Telli’nin şehit olduğu, A.Y.Ç’nin hayati tehlike geçirecek nitelikte yaralandığı, Diyar Anucur’un da hayatını kaybettiği kaydediliyor. İddianamede, elebaşı Uğurcan Gündoğmuş olan ve uyuşturucu unsur ticareti yapan bir öteki silahlı cürüm örgütünün ise buradan doğan rantı kaybetmek istemediği için Anucurlar silahlı hata örgütüyle husumetli hale geldiğine işaret ediliyor. Ceza istemleri Diğer 47 sanığın ise “suç işlemek gayesiyle kurulan örgüte üye olma”, “izinsiz olarak ateşli silah ve mermileri ülkeye sokma, imal etme, nakletme ve satma”, “uyuşturucu yahut uyarıcı husus ticareti yapma yahut sağlama”, “parada sahtecilik”, “suç kanıtlarını yok etme”, “mala ziyan verme”, “kasten öldürmeye teşebbüs”, “resmi evrakta sahtecilik”, “sayı ve nitelik bakımından vahim olan silah yahut mermilerin satın alınması, taşınması ve bulundurulması” cürümlerinden 5’er yıldan 97’şer yıla kadar mahpusla cezalandırılması isteniyor. |
|
Kızılcık Şerbeti’nin iftiracı “deli kadınları” iş başında; Sönmez ve Pembe’ye sevgili adayı yok mu?
|
